Geçim Sıkıntısı İçin Okunacak Dua

 Geçim Sıkıntısı İçin Okunacak Dua
Okunuyor Geçim Sıkıntısı İçin Okunacak Dua

Müslüman, harcamasını gelirine göre yapmalı, ödeme sıkıntısı çekeceği borçlanma yapmamalıdır. Borcunu ödeyebilmesi için gereken gayreti göstermeli, Allah’a da dua etmelidir. Peygamberimiz (s.a.s.), borçlu ve geçim sıkıntısı olan kimsenin şöyle dua etmesini tavsiye etmiştir:

Okunuşu: “Allâhümme fârice’l-hemmi, kâşife’l-ğammi, mücîbe da’veti’l-mudtarrîne rahmâne’d-dünya ve’l-âhırati ve rahîmehümâ ente terhamünî ferhamnî bi-rahmetin tüğnînî bihâ ‘an rahmetin min sivâke.”
Anlamı: “(Ey) Sıkıntıları gideren, kederleri kaldıran, zor durumda kalanların dualarına icabet eden, dünya ve ahiretin rahman ve rahimi olan Allah’ım! Sen bana merhamet edersin, Senden başka kimsenin merhametine ihtiyaç bırakmayan bir merhametle bana merhamet et ” (Hâkim, Dua, I, 515)

Peygamberimizin kızı Hz. Fâtıma (r.a.), babasından hizmetçi ister, bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.s.), kızına; “Şu duayı okuman senin için hizmetçi edinmenden daha hayırlı” buyurdu:

Okunuşu: “Allâhümme Rabbe’s-semâvâti’s-seb’ı ve Rabbe’l-‘arşi’l-‘azîm.
Rabbenâ ve Rabbe külli şey’in, münzile’t-Tevrâti ve’l- İncîli ve’l-Furkâni, fâlika’l-habbi ve’n-nevâ.
E’ûzü bike min şerri külli şey’in, ente âhizün bi nâsiyetihî.
Ente’l-evvelü feleyse kableke şey’ün.
Ve ente’l-âhiru feleyse ba’deke şey’ün.
Ve ente’z-zâhiru feleyse fevgake şey’ün.
Ve ente’l-bâtınü feleyse dûneke şey’ün.
‘Ikdi anni’d-deyne. Ve ağninî mine’l-fakri.”
Anlamı: “Allah’ım! Sen yedi göğün Rabbi, ulu Arş’ın Rabbisin. Sen bizim Rabbimiz ve her şeyin Rabbisin. Tevrat, İncil ve Furkanı indiren, tohum ve çekirdekleri açan/çatlatan Sensin. Perçeminden tuttuğun her şeyin şerrinden sana sığınıyorum.
Evvel sensin, senden önce hiçbir şey yoktur.
Ahir sensin, senden sonra da hiçbir şey kalmayacaktır.
Sen zâhirsin, senin üstünde hiçbir şey mevcut değildir.
Sen bütün sırları bilensin, Senden gizli hiçbir şey yoktur. Benim borcumu öde(meyi nasip eyle), beni fakirlikten
kurtar.” (Tirmizî, De’avât, 68)


Okunuşu: “Allâhümme’kfinî bi halâlike an harâmike ve ağninî bi fadlike ‘ammen sivâke.”
Anlamı: Allah ’ım, yeterince helâlinden vererek beni haramından koru. Lütfunla ver, başkasına muhtaç etme. ” (Tirmizî, De’avât, 111)

İnsan, ancak çalışıp kazandığına nail olur. (bk. Necm, 53/39- 41) Çalışıp kazanmadan Allah kimse için gökten nimetler, servetler indirmez, böyle bir durum ilâhî düzene aykırıdır. Geçim sıkıntısından kurtulmak için okumamız tavsiye edilen yukarıdaki dualar, fiilî dua olan çalışma ile beraber yapılmalıdır. Sözlü dualar insanı psikolojik olarak o atmosfere çeker ve kişiye çalışma azmi kazandırır. Bu nedenle, “söylendiği anda her şeyi değiştirecek sihirli sözcükler” gibi bir anlayış gerçekçi değildir ve İslâm’da yeri yoktur.

Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle dua ederdi:

Okunuşu: “Allâhümme innî es’elüke’l-hüdâ ve’t-tükâ, ve’l-afâfe ve’l-ğınâ.”
Anlamı: Allah’ım! Senden doğru yolu göstermeni, sana karşı saygılı olmayı, iffetli olmayı ve zenginliği istiyorum.” (İbn Mâce, Dua, 2)

Peygamberimizin istediği zenginliğin, sadece maddî bir zenginlik olmadığı aşikârdır. Çünkü benzer birçok sözlerinden anlaşılacağı gibi, kalp zenginliği, kanaatkâr olmak, başkasına ihtiyaç duymayacak kadar maddî imkâna sahip olmak gibi istekler asildir, (bk. Buhârî, Rikak, 15) Nitekim o, zenginliğin şerrinden Allah’a sığınırken, fakirliğin getireceği fitneden de Allah’a sığınmıştır. (Buhârî, De’avât, 45)
Annesi tarafından genç yaşta Peygamberimiz (s.a.s)’in eğitimine ve onun hizmetine verilen Hz. Enes (r.a.) için annesi sevgili Peygamberimizden ona dua etmesini istemiş ve o da Enes’e şöyle dua etmiştir:

Okunuşu: “Allâhümme eksir mâlehû ve veledehû ve bârik lehû fımâ a’taytehû.”
Anlamı: “Allah’ım! Onun malını ve çocuklarını artır. Ona vereceğin her şeyi bereketli eyle.” (Buhârî, De’avât, 25)

Okunuşu: “Allâhümme innî e’ûzü bike mine’l-cû’ı fe-innehû bi’sed-dacî’u ve e’ûzü bike mine’l-hıyaneti fe-innehâ bi’seti’l-bitânetü.”
Anlamı: “Allah ‘ım! Açlıktan sana sığınırım. Çünkü açlık ne kötü acı veren şeydir. Hainlikten sana sığınırım. Çünkü hainlik ne kötü bir sırdaştır. ” (Nesâî, es-Sünenü’l-Kübra, İstiaze, 19, No: 7903)

Yapılan Yorumlar
S.s için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et