Zühd ve Zahid ile İlgili Sözler

 Zühd ve Zahid ile İlgili Sözler
Okunuyor Zühd ve Zahid ile İlgili Sözler

Dünyâya sevgi ve arzuyla bakanın kalbinden, Allahû Teâlâ zühd ve yakin nurunu söküp atar. – Ahmed bin Ebü’l-Havari (k.s.)

Üç şey vardır ki, bunlar veli kulda arttıkça, güzel halleri artar:

  1. Makamı yükseldikçe, tevâzusu artar.
  2. Malı çoğaldıkça, cömertliği artar.
  3. Ömrü uzadıkça, hizmeti artar. – Ahmed bin Ebu Verd (k.s.)

Zühd; Ellerin maldan, kalplerin tama’dan hali olmasıdır. – Cüneyd Bağdadi (k.s.)

Hz. Ömer der ki: Kulluğu dört şeyde buldum:

  1. Allah’ın emirlerini yerine getirmek,
  2. Allah’ın yasaklarından sakınmak,
  3. Allah’tan ecir umarak emr bi’l maruf yapmak
  4. Gadab-ı İlâhiden sakınarak nehy ani’l münker yapmak

Ben hayrı dört şeyde buldum:

  1. Nâfilerle Allah sevgisine ermeye çalışmak,
  2. Ahkâm-ı İlâhinin ifâsında sabır,
  3. Allah’ın takdirine rızâ,
  4. Nazar-ı İlâhiden hayâ. – Hz. Osman (r.a.)

“Âbid ve zahitlerin zikr-i ilâhiye çokça devam etmeleri, dünyayı kendilerinden uzaklaştırmak içindir. Zira onlar Allah’ı andıkça, dünya onlardan uzaklaşır; zikirden ayrıldıkça da onlara sokulur”. – Süfyan bin Uyeyne (r.a.)

Allah’ın o âbid ve zahit kulları ile sizin aranızda çok fark var! Onlar, dünya kendilerine teveccüh etmişken ondan kaçtılar! Size gelince… Dünya size arka çevirdiği halde, siz onun peşine düşmüş gidiyorsunuz. – İbrahim bin Ethem (k.s.)

Kişinin sözde zâhid olduğuna bir alâmet de şudur: “Birisi kendisine ziyafet vereceği zaman, İbrahim Aleyhisselamın cömertliğinden bahseder. Kendisi başkasına ziyafet verdiği zaman ise, İsa Aleyhisselam’ın zâhidliğinden bahseder”. – Hahim el-Leffaf (k.s)

Kıyamet günü Allahü Teâlâ’nın yakınları, vera ve zühd sahipleridir. – Ebu Hureyre (r.a.)

Dünya adamları seni kötüledikleri veya övdükleri zaman, kalbleri mühürlenmiş bu kimselerin bu sözlerini birer hurafe say! Unutma ki, kişinin zühde hevesi olduğu halde kazançla meşgul olması zâhid olduğu halde kazanca heves duymasından daha hayırlıdır. – Yahya Bin Muaz (r.a.)

Bir kimse, “insanların en hayırlısı, zâhid (dünyaya eğilmeyen) kişidir” diye yemin etmiş olsa, ben ona, sözünün doğru olduğunu ve bu yeminine keffâret gerekmediğini söylerim”. – Ebu’d-Derda (r.a.)

Hakikî zâhid, zühd ve takvasını bilfiil gerçekleştirendir. Zâhirde zâhid görünen ise, fiiliyatsız mücerred söz ile zâhitlik yapmak ister. – Şakik Behi (k.s)

“Dünya hakkında zühd sahibi olmakta en ileri olan kimse, insanların iyi amel bakımından en ileri olanıdır!” – Abdullah bin Mesud (r.a.)

“Dünya hakkında zühd ve kanaât sahibi olmak kadar şeytanın belini kıran bir şey yoktur!” – Hammad bin Zeyd (r.a.)

“Ey arkadaşlar! Geliniz, insanların, hakkında tevbe etmeyi bıraktıkları bir günahtan tevbe edelim?” Ona, “Nedir, bu günah?” diye sorulunca, şöyle dediki: “Dünyayı sevmek! İleride öyle insanlar gelecek ki, kalblerini tamamen dünya sevgisiyle dolduracaklar. Hattâ dünyaya ve dünyâ adamlarına tapacaklar. – Vehb bin Münebbih (r.a.)

Biz öyle kimselere yetiştik ki, onlara göre dünya; sahibine iâde edilmek üzere emânet edilmiş bir şey idi. Kolayca ve hafifçe âhirete göçmeleri de bundandı. – Hasan Basri (k.s.)

Zühd, kulların Allahû Teâlâ’ya yönelmeleridir. – Sehl bin Abdullah Tüsteri (k.s.)

Haramlardan sakın ve dünyâya düşkün olma. Zühde, ibâdet etmek niyetiyle sarılmalı, yoksa kendisinin zühd sahibi olduğunu gösterip, dünyalıklara kavuşmak için onu vesile etmemelidir. – Hayr Bin Kays El-Harrani (k.s.)

Zahid, dünyaya gönül bağlamadığı için, insanların en akıllısıdır. –İmam-ı Rabbani (k.s.)

Zühd; dünyayı küçük görüp, onun sevgisini kalbden silmektir. – Rüveym Bin Ahmed (k.s.)

Haramı terk etmek vâcibdir. Şüphelileri terk etmek sünnettir. Buna takva denir. Zühd, helâlin azıyla kanaat etmektir. Verâ mübahları ihtiyaç miktârı kullanmaktır. Bu zâhire âit zühddür. Bir de mânevi zühd vardır. O ise dünyâ sevgisini terk etmek gönlü dünyâ sevgisinden temizlemek ve âhiret ile meşgul olmaktır. – Safiyyüddin Erdebili (k.s.)

Bir müslüman, Allahû Teâlâ’nın emir ve yasaklarına ne kadar dikkat edip tatbik ediyorsa, Allahû Teâlâ da onu o derece aziz eder. Diğer müslümanların kalbine de onun sevgisini verir. – İbrahim-i Havvas (k.s.)

Zahid; dünya kendisinin olsa sevinmeyen, elinden çıksa mahzun olmayan kimsedir. Zühd sultanı, insanların sultanından daha büyüktür. Çünkü, insanların sultanı onları ancak sopayla toplayabilir. Zahid ise, insanlardan kaçar; fakat insanlar onu takib ederler. – Abdullah İbn-i Mübarek (r.a.)

Zühd; az olsun, çok olsun, dünyanın malından, hoşa giden şeylerinde ve makamlarından uzak kalmaktır. – Necmüddin Kübra (k.s.)

Kul ile Allah arasında dört deniz vardır. Kul bu denizleri geçmeyince Allah’a ulaşamaz. İlk deniz dünyadır, onun gemisi zühddür; ikincisi, halktır, Onun gemisi uzlettir; üçüncüsü nefistir, onun gemisi dileğini reddetmektir; dördüncüsü İblis (şeytan)tir, onun gemisi kendisini düşman bellemektir. – Cüneyd Bağdâdî (k.s.)

Zahid o kimsedir ki, eline hiç birşey geçmese bile gönlü hoş olur ve rızık dolayısıyla endişe etmez. – Ebû Bekir Kettânî (k.s.)

Akıllının dünyayı talebi, cahilin onu terkinden zühde daha yakındır. – Yahya bin Muaz (k.s.)

Zühd, elleri mal ve mülkten, kalbleri mal ve mülk isteğinden uzak tutmaktır. – Cüneyd-i Bağdâdi (k.s.)

Zahidlik helale karşı olur; harama gelince o bir ateştir. Ona ancak ölüler el uzatır. – Ömer ibn-i Abdülaziz (k.s.)

Zahid olmak, kanaat sahibi olmaktır. Yoksa kuru ekmek yemek ve aba giymek zühd değildir. – Süfyan-ı Sevri (k.s.)

Zühd, lüzumlu olanı terketmektir. Terkedilmeyen zaruri varlık Allah’dır. Zühd üç maddedir. Azlık, halvet, açlık. – Yahya b. Muaz (k.s)

Zühd, mülk olan bir şey elden çıkınca rahatlık bulmaktır. – İbn Hafif(k.s)

Zühd, Hak Teâlâ ile meşgul olmana mani olan herşeyi terk etmektir. – Ebu Züleyman Darani (k.s)

Bu dünya zindandır. Biz de zindandakileriz. Dünya nedir? Allah’tan gaflet etmek. Kumaş, gümüş, oğul, kadın dünya değildir… Gemiye dolan su gemiyi batırır. Fakat altındaki su onu yüzdürür. – Hz. Mevlana (k.s.)

Her vakit, Allahû Teâlâ’yı zikr etmek lâzımdır. Kalpte başka hiçbir şeye yer vermemelidir. Yerken, içerken, uyurken, gelirken, giderken hep zikir yapmalıdır. – İmam-ı Rabbani (k.s)

Zühd ve fıkhı terkederek kelâmda yetinen zındıklaşır. Kelam ve fıkhı bir tarafa koyarak zühd ile iktifa eden bidatlere vesile olur. Nihayet kelam ve zühdsüz bir fıkıhla yetinen fasıklaşır. – Ebu Bekr Verrak (k.s.)

Bir adam şeriata uygun olmayan tarzda velev beşyüz sene ibâdetle meşgul olsa, ibâdeti kendine reddedilir. Sevap kazanmadığı gibi, günahı mucib olur. Dinini, bilen fakihin kıldığı iki rek’at namaz, dinini bilmeyen dervişin kıldığı iki bin rek’attam efdaldir. – Ahmed Rufai (k.s.)

Zühd üç çeşittir. Avamın zühdü, haramları terk; havâssın zühdü, helallerin fazlasını terk; Ariflerin, zühdü de, kalbi Allah’tan meşgul edecek şeyleri terktir. – Ahmed bin Hanbel (k.s.)

Zühd, Allah’tan meşgul eden şeyi terktir. – Ebu Süleyman e-Darani (k.s.)

İlim ganimettir. Sükût kurtuluştur. Halktan bir şey ummamak rahatlıktır. Zühd, dünyâya düşkün olmamak âfiyetidir. Bir göz açıp kapayacak kadar Allahû Teâlâ’yı unutmak, O’nun verdiği emânete hıyanettir. – Ebu Midyen Mağribi (k.s.)

Zühd, Allahu Teala ile meşgul olmana mani olan her şeyi terk etmektir. Dünyanın hiç olduğunu bilmeyen, zühd sahibi olamaz. – Ebu Süleyman Darani (k.s.)

KAYNAK: Allah Dostlarından Yaşayan Sözler, Muzaffer Taşyürek, Hacegan – İsmail Özcan, Özlü Sözler

Yapılan Yorumlar
Bir Yorum Yapın